“Sıfır Atık” kavramını hepimiz gerek medyadan, gerek sosyal medyadan biliyoruz. İşletme sahibi olmadığımdan dikkat etmem gereken bir şey olduğunu düşünmüyordum. Ta ki bugüne kadar. Çalışma masamın altında ki çöp kovası dolu olduğu için, çöpleri boşaltmak için mutfağa gitmek zorunda kaldım. Hiçbir şey yapmadan, bir şey üretmeden, oturduğum yerden, en az 6 defa çöp kovasıyla buluşmaya gittim! Bu atık nedir arkadaş?
Atık ne demek konusunu öğrendikten hemen sonra özellikle sıfır atık konusunda “farkındalık” sahibi biri olduğumu düşünüyordum ama fark ettim ki olayın çok uzağındaymışım. Bir ürünün benim için sağladığı fayda sona erdiği anda onu düşünmeyi bırakıyorum. Bir şeyi çöpe attığım anda, öncesinde hiç olmamış gibi davranabiliyorum ve tamamen aklımdan çıkarabiliyorum. Kullandığım her ürünü yeri doldurulabilir olarak görüyorum. Tam bir tüketici toplum zihniyetiyle hareket ediyorum. Bu davranışım ise, dünyanın karşılaştığı en ciddi, kompleks ve çok katmanlı problemin doğuşuna sebep oluyor. Bu sorunun adı atık krizi.
Atık krizi ile birlikte tetiklenen temiz hava/su kirliliği, kendimi bildiğim günden beri sorun olarak açıklanan küresel ısınma, denizlerde balıklardan daha fazla sayıda plastik atık bulunması gibi sebepleri düşünecek olursak, bir şey yapmalı sonucunda buluşuruz. Çok büyük adımlar atamayabiliriz ama günlük yaşamımızda daha az atık çıkarmaya başlamak bile bir adım atmaktır.
İçindekiler
Yılda kişi başı 412 kg atık (çöp) oluşturuyoruz
TÜİK’e karşı çok önyargılıyım ve çıkardığı istatistiklerin sonuçlarını kabul edemiyorum. Fakat sanırım bu konuda ki ölçümlemeleri doğru. TUİK’in 2020 yılına ait verilerine göre ortalama olarak günde kişi başı 1,13 kg atık üretiyoruz. Bu değere göre yılda oluşturduğumuz atık miktarı, kişi başı tam 412,45 kilogram! Düşünebiliyor musunuz? Bu verilere göre, tek başıma, 3 yılda 1 ton 237 kg atık çıkarıyorum. İşi iyice çığırından çıkarayım mı? Bir de ülkeler arası analiz çıkarmak için araştırmalar yaptım. Size sadece şu bilgiyi veriyorum; bir Amerikalı günde yaklaşık 4,4 kg çöp üretiyor. Gıda, plastik, kıyafet ve diğer tüm atık gruplarını içinde barındıran bu rakamın yarattığı etkiler ise kendisinden çok daha da büyük ve derin oluyor.
Dünya çapında her saniye artan popülasyon, yükselen refah seviyeleri ile tavan yapan arz ve talep, zaten limitlerine dayanmış atık yönetimini geri döndürülemez bir eşikten geçmeye zorluyor. Bir başka deyişle, sonu gelmeyen atık üretimimiz iklim, plastik, temiz su ve gıda krizlerini tetikliyor. Bu da atıklarımıza diğer her tür çevresel önlemi alsak dahi gezegenimizi çevresel kıyamete sürükleyebilecek gücü veriyor.
Atıkları azaltmanın yolları
Farkındalık ve bilinç her şeyin önünde geliyor. Fakat bunu benim gibi, farkındalık sahibi olduğunuzu düşünüp, mesai saatinin yarısında 6 defa çöp kovasına giderek çürütmeyin. Gerçek ve uygulanan farkındalıktan bahsediyorum. Yaşadığınız apartmanda, sitede, mahallede atık yönetimi yönetmeliği gereğince önlemlerin alınıp alınmadığını kontrol edebilirsiniz. Atık yönetimi için kendimizden ve çevremizden başladığımız girişimler ile atıklarla olan savaşımızı başlatabiliriz.
Hareket halinde bile olsanız içecekleriniz için yıkanabilir ürün kullanın
Bir ara kantinde karton bardak yerine plastik bardak kullanıldığında yanımda termos bardak veya cam bardak taşımayı takıntı haline dönüştürmüştüm. Sonrasında alışkanlık haline döndüğü için devamlılığını sağladım. Peki siz? Yıkanarak yeniden kullanılabilir bir su şişeniz olabilir, ancak bunu sürekli kullanıyor musunuz?
Ayrıca söylemeden edemeyeceğim; içeceğinizi termos bardağınız ile yanınızda taşıyarak ciddi miktarda maddi kazanım da elde ediyorsunuz. Çünkü her kahve istediğinde ederinin üzerinde bir fiyat karşılığı satın almak yerine çantanızdan çıkararak tüketebiliyorsunuz.
Yeniden kullanılabilir alışveriş poşetleri kullanın
Babam da bir zamanlar, benim gibi balık avını çok seviyormuş. O zamanlar her şey çok daha zahmetliymiş elbette. Balık ağı örmek kendilerine düşüyormuş. Peki bu hikâyeyi neden paylaştım? Babam balık ağı örer gibi alışveriş filesi örerek tüm çocuklarına hediye etti! Düşüncenin güzelliğine bakar mısınız? İlk zamanlar bizim için de oldukça kullanışlı olduğunu kabul etmeliyim. Fakat sonra tembellik ederek yanımızda taşımadığımız için bu alışkanlıktan uzaklaştık. Hemen bu alışkanlığıma tekrar döneceğim!
Atıklarınızı saklayarak bitkileriniz için organik gübre elde edin
Meyve ve sebze, yumurta kabukları, çay poşetleri, kahve telvesi, karton, kağıt, pamuklu ve yünlü bezler, saç gibi atıkları bitkileriniz için organik gübreye dönüştürebilirsiniz! Kompost uygulaması ile elde ettiğiniz organik gübreyi dilerseniz saksı bitkileriniz için, dilerseniz bahçenizde ki ağaçlar için kullanabilirsiniz.
Tek kullanımlık araç ve gereç kullanmaktan kaçının
“Kullandıktan sonra yıkama derdi yok! Mis gibi, ye, iç, at!” Peki ya sonra? Mümkün olduğunda tek kullanımlık kahve fincanları, tek kullanımlık mutfak eşyaları, pipetler ve peçetelerden kaçınmaya çalışın. Yıkayıp tekrar kullanabileceğiniz ürünleri evinizde ve iş yerinizde kullanmaya çabalayın.
İkinci el ürün almaktan ve kullanmadığınız ürünleri satmaktan çekinmeyin
Çok yakın zamanda tekstil sektörünün öncülerinden diyebileceğim bir firma web sitesi üzerinden ikinci el kıyafet almaya ve satmaya başladı. Olumlu ve olumsuz birçok yorum yapılmış olsa da, bu girişimin dünyanın geleceğine yapılmış harika bir yatırım olduğunu düşünüyorum. Sadece elektronik ürünler, kıyafetler olarak sınırlamayın! Artık her şeyi mobil uygulamalar üzerinden bile kolaylıkla alıp, satabiliyorsunuz. Unutmayın ki atık malzeme yoktur, artık işinize yaramayan malzeme vardır. Ve sizin işinize yaramayan bir şey elbette ki başkasına lazımdır. Kullanmaktan çekinmeyin!
Enerji atığına müsaade etmeyin
Doğrudan bir etki olmasa bile enerji atığı dolaylı olarak oluşturduğumuz atık statüsündedir. Unutulan ışıklar, gereksiz derecede yüksek sıcaklıklarda yakılan kaloriferler, fosil yakıtlar üzerinden üretilen enerjinin boşa gitmesine izin vermek enerji üretiminin çevresel zararının daha da yükselmesine neden oluyor.
Yemek israfına dikkat edin
Evde de had safhada dikkat etmemiz gereken, restoranlar da gördükçe içimi yakan bir diğer madde; yemek israfı. Dünya’nın birçok yerinde süregelen kıtlık ve açlık krizlerine değinmeme gerek yok değil mi? Dikkat edelim, dikkat edelim, dikkat edelim! Yemek israfını azaltmak için basit konulardan işe başlayabilirsiniz.
- Bozulacak ürünleri toplu almamaya özen göstermelisiniz. Bu tarz ürünler toplu alınmak yerine, ihtiyaç duyulduğu sürece sık yapılan alışverişlerle temin edilmelidir.
- Uzun süre bozulmayan tahıl türü kuru gıdaları toptan fiyatlarla çok daha ucuza alıp, doğru şekillerde saklanmalıdır.
- İleri dönüştürülmüş; atık, gözden çıkarılmış gıdalar ile hazırlanmış yemekler yemek, ürünler satın alınmalıdır.
- Dışarıda yemekten ziyade evinizde hazırlayarak yemek tüketmelisiniz.
- Oluşan yağ atıklarını lavabolara dökmek yerine, atık yağ toplama kutularına götürmelisiniz.
Bilinenin aksine birçok ürün geri dönüştürülemiyor
Her şey geri dönüşüme uygun gözüyle bakıyoruz değil mi? Yanıldığımız bir diğer nokta da tam olarak buymuş. Günlük hayatta sık sık kullanıp geri dönüştürülebildiğini düşündüğümüz ürünler de oldukça fazlaymış.
Kahve bardakları (Karton bardaklar)
Çünkü kağıttan yapılan bu bardaklar sıcak içeceği tutması için özel bir kaplamayla (genellikle balmumu) kaplanıyor. Bu da bardağı nadiren geri dönüştürülebilen ürünlerden biri yapıyor. Karton bardaklar, yumuşak ve esneyebilen bir plastik türü olan polistirenden üretiliyor. Polistiren ise nadiren dönüşüme girebilen bir maddedir.
Hediyelik kağıtlar, ambalaj kağıtlar
Pek çok farklı türde ambalaj kağıdı geri dönüştürülebiliyor. Fakat geri dönüştürülemeyen birkaç tür bulunuyor. Bunlar ise gerek görsel olarak göze hitap etmesi, gerekse üretim maliyetinin düşüklüğü sebebiyle son zamanlarda oldukça popüler. Ayrıca bilinmesinden fayda var diye düşünüyorum, folyolar, ışıltılı veya hatta biraz parlak olan ambalaj kağıtları ek maddeler barındırdığından ve bu maddeler ayrıştırılamayacağından geri dönüştürülemez.