Mevcut operatörümde taahhüt sürem biteceği için piyasa araştırması yapmaya başladım. Yazılanlara göre en ucuza en hızlı interneti TurkNet sağlıyordu. Mevcut operatör de 35 mbps olarak anlaştığım hızı 18 mbps olarak kullandığım için canım acımıştı. Bir kaç hız testi araştırmasından sonra verdiğim karara sadık kaldım ve TurkNet altyapı gücüne güvenerek başvuru yaptım. İşte bu başvurudan sonra, iliklerime kadar yaşadığım pişmanlığı gün gün size aktarayım.
TurkNet Rezaleti Başlıyor – 1.Gün
Başvuruyu online kanal üzerinden yaptıktan sonra, TurkNet müşteri hizmetleri aradı, gireceğim paketten bahsetti. Başvurunun alındığını ve e-posta olarak iletilen evrakları kargo yoluyla gönderdiğim taktirde 48 saat içerisinde aktivasyonun tamamlanacağı söylendi. 3 gün Elazığ’dan Edirne’ye kargo süresi, 2 gün evrak kontrolü, ekiplerin gelmesi, 5 güne o iş tamam diye düşünüyordum. Eve internet bağlatmak için gayet ideal bir süre.
E-posta olarak online işlemlere erişebileceğim kullanıcı kodu ve şifre iletildi. TurkNet Online işlemlere girince; “Başvurunuz alınmıştır, evrakları çıkarıp imzalayın. Eve gelen ekiplerimiz bu evrakları sizden teslim alacaktır.” ibaresini görünce nasıl sevindim anlatamam.
TurkNet İnsanları Kandırıyor – 2.Gün
Yeni abonelikte online başvurudan 1 saat sonra arayan firmadan ses, seda yok. Müşteri temsilcisi çıktısını al, imzala bize kargo yoluyla gönder dedi. Online işlemler eve gelen ekip sizden teslim alacaktır dedi. İkilemden dolayı içime kurt düştü, ikinci günün sonuna doğru TurkNet müşteri hizmetlerini aradım. 28 dakika sonra bağlanabildiğim müşteri temsilcisi, evrakların kargo yoluyla gönderilmesini net bir dille tekrarladı. Çıktısını alıp, imzaladığım belgeleri teslim etmek üzere MNG kargo şubesinin yolunu tuttum ve evrakları gönderdim. TurkNet hız testi modem üzerinden iyi olsa da, insan yaklaşımı olarak daha ilk günden sınıfta kaldı. Müşteri hizmetleri başka konuşuyor, TurkNet destek hattı başka yazıyor.
TurkNet Belge Gönderme – 5.Gün
Online işlemlerden alıp, MNG kargo ile gönderdiğim belgeler üçüncü günüde hala yolda görünüyordu. Oysa ki normalde hesabıma göre bugün, haydi bilemedin yarın internetin bağlanmış olması gerekiyordu. MNG kargodan hız konusunda yeterli desteği alamadığım için ana muhatabım olan TurkNet’e “Evraklar kargo yüzünden gecikti, siz bağlanması için şimdiden işlemleri başlatın, 48 saatlik süre içinde evraklar size ulaşır, benim de internetim bu sürede bağlanır. Daha hızlı çözüm olsun diye ilk teklifim kabul edilmezse; siz TurkNet faks bilgisini verin hemen faks ile göndereyim, on dakikada çözeriz evrak işini.” diye bir ricada bulundum. Bu ricam da reddedildi. Cumartesi olmasından dolayı araya pazar girecekti. Pazartesi kargo teslim edilecekti. Homeoffice çalışıyorum, hafta başı raporları, yüklemesi, indirmesi, bindirmesi, toplantısı, bağlantısı eyvah!
“Neyse canım, iki gün 8-20 mbps olan mobil internet ile idare ederiz, nasıl olsa en geç çarşambaya bağlanır.” diyerek kendimi güzelce avuttum.
TurkNet Destek Kaydı – 7.Gün
Beklediğim oldu, 7.gün müşteri temsilcisi aradı, bağlantı için sesli onay aldı ve 48 saat içerisinde bağlantı kurulacağının bilgisini verdi. Detayları da TurkNet destek kaydı üzerinden iletiyorum diyerek içime tekrar su serpti. Girdim; “evraklarınız ulaştı, aktivasyon süreniz başladı..” tam olarak görmek istediğim manzara!
TurkNet Evrak Gönderme – 9.Gün
Dumanla internete bağlanıyormuş gibi hissediyorum. Hiç bir toplantım verimli geçmiyor. İnternet olmadığı için sıkıntı yaşıyorum. Neyse ki bugün bağlanacak! (Nah bağlanacak. Bu daha iyi günlerin!)
Akşam beş oldu, evde yeni gelinler gibi üstümü başımı giyindim, hazır bekliyorum. Gelen yok, arayan yok, hayda… Müşteri hizmetlerini ben aradım, “internetim nerede?” dedim. “Bugün bağlantı için bildirim yapıldı, iki ile altı gün arası bağlanır efendim.” dedi. “Ama bana iki güne bağlanacak dediler.” dedim. “Hatalı bilgi verilmiş.” dedi. “Yapacağınız işin taa..” diyemedim.
TurkNet Hizmet İptali – 15.Gün
Yine gelinliğimi giyindim, saçlarımı taradım, Zeki Müren beni görecekmiş gibiyim. Bugün büyük gün, artık internet gelecek, hazır olmalıyım. Mobil operatörde ne kadar ek paket varsa aldım. Ek internet paketi kalmadığı için alamayacağım. Kullandığım her byte bana TL olarak yansıyor. Zaten ek paketlere neredeyse üç aylık fatura tutarını ödedim. Bir de bu aşım ücretine yüreğim dayanmaz.
Öğle saatleri yine arayan soran yok. Aradım müşteri hizmetlerini; “Benim bir internet bağlantım vardı. Nerede kaldı acaba?” dedim. “İnternet başvurunuzu 6 gün önce yaptık fakat adrese gelen ekipler sizi aramış, ulaşamamışlar. Başvurunuzu yeniledim yasal süresi 48 saattir sonuçlandığında evde kurulum ekibi sizi arayıp randevu alacak. Aksi bir durum olursa size bilgi vereceğiz.” dedi. “Kardeşim arayan soran yok, 2 günde 48 kişi ile tam 4,5 saat görüştüm. Üç hattı birbirine yönlendirdiğim için aradığınız kişi başkasıyla görüşüyor anonsu alabilirsiniz fakat ulaşılmaması mümkün değil.Al arama kayıtlarımı online destek bölümüne yüklüyorum.” dedim.
Online desteğe arama görsellerini yükledim, aynı akşam bana gelen cevap; “Başvurunuzu yaptık en kısa süre ( 2 ila 6 iş günü ) içerisinde bağlantı işlemlerinizi tamamlayacağız olumlu olumsuz sonuçlanması halinde yeniden sizinle irtibata geçeceğiz. İyi günler dilerim.” oldu. Yine 2-6 gün diyorlar çıldıracağım. Müşteri hizmetlerini aradım, e-posta gönderirse daha hızlı çözüm olabilir ümidiyle yetkili talebinde bulundum. “Yetkiliye bağlayamam” dedi. “Bakın sizi BTK’ya şikayet edeceğim, süreç aleyhime ilerliyor.” dedim. “Şikayet edin.” dedi.
BTK’ya şikayet etsem, ulaştı, incelendi, dönüldü derken 10 gün bekletecekler. Zaten 15 gün beklemişim, eder 25 gün. Alacak ek paket yok, mobil faturam Everest Dağı oldu şimdiden. Hepsi bir yana kimseyle sağlıklı iletişim kuramıyorum.
Bu iş böyle olmaz diyerek, son kozumu oynayarak, TurkNet CEO’su Cem Çelebiler’e e-posta atma kararı aldım. Bir firma için ne kadar utanç verici. Müşteri; muhatap bulamadığı için CEO’ya gidiyor. Uygun bir dille yaşadığım problemleri yazdım ve Cem Bey’e gönderdim.
TurkNet İnternet Bağlamıyor! – 16.Gün
CEO’ya atılan e-postadan sonra yine ne gelen var, ne giden, ne arayan var, ne soran. “Bu da mı gol değil be?” dedim. Yüzümü yere düşürdüm, günün sonuna doğru Cem Bey’e ikinci e-postayı attım. Sağ olsun, gerçekten problem yaşadığımı anlayacak ki, bir kaç dakika içerisinde müşteri temsilcisi aradı. Derdimi sakince anlattım. “Ben halledeceğim, hiç merak etmeyin.” dedi. Belli cengaver bir oğlandı. “İletişim bilgileriniz iletilmemiş, ekran boş gönderilmiş, ben şimdi gireceğim.” dedi. Adam konuştukça, “Heyt be! Analar ne evlatlar doğuruyor, helal sana!” diyorum içimden. Bir dakika hatta bekletti. “Yapamadım.” dedi. “Ama merak etmeyin, yarın ilk işim sizin için giriş yapmak, sizi arayacağım.” dedi. Bu sefer tamam oğlum Furkan, şimdi olmadı ama yarın o iş tamam.
TurkNet Dolandırıcılığı – 17.Gün
İlk çağda yaşıyor gibiyim, iletişimlerim sağlıklı değil, mobil faturam kabarıyor. Öğle saatlerinde cengaver arkadaş aradı; “Girişinizi yaptım.” dedi ve standart bilgilerden bahsetti. O standart bilgileri aktarırken yine içimden; “Helal be!” nidaları atıyorum arkadaşa. Standart bilgilerin sonunda ise; bizim cengaver “Altı gün sonra bağlayacaklar, öne çekemedim.” dedi. Ne ona olan saygım kaldı, ne firmaya olan güvenim kaldı. Yani neden diye dahi sormadım. Artık vazgeçtim. Teşekkür ettim arkadaşa, hayal kırıklığını cebime koyup kapattım.
Sınırlı Erişimli Dünyada 18.Gün
Bir CEO’ya bir müşteri çözüm bulamadığı için talep iletti ve CEO seviyesi dahi bu sorunu çözemedi ya; ben bir şey demiyorum. Kaderime razı oldum ve son vaat edilen 25.günü bekliyorum.
Ben manav sahibi olsam ve domates çürük diyen müşteri, çalışanlarımdan derman bulamayıp bana kadar gelse, müşterinin varsa bahçesine, yoksa balkonuna domates fideleri ekerdim.