Dizi analiz ederken konusu, oyuncuları, kamera açıları, konuyu anlatma biçimi, kurgusu derken bir çok şeye göz atıyoruz. Geçenler de çok değer verdiğim, eski demeye dilimin varmadığı bir arkadaşım yüksek lisansı için hazırladığı dizi analizinin görselini sosyal medyada paylaştı. Bilime konu olması şaşırtıcı geldi fakat içeriği paylaştığı kadarıyla okuyunca analiz konusunda yetersizliğimi fark ettim. Kendisinin de rızasını alarak çalışmasını bloga yüklemek istediğimi söyledim. Buyurunuz bir sosyolog gözünden dizi değerlendirmesi nasıl oluyor birlikte inceleyelim.
ÖZ
Genel olarak değinecek olursak dizinin başrolünde Meryem isminde başörtülü bir karakter var. Çalıştığı evin sahibine aşık oluyor ve psikolojik sorunları için psikiyatra gidiyor fakat gittiği psikiyatr da başörtülü kadınlardan hoşlanmayan, psikolojik sorunlar olarak başka bir psikiyatra giden bir karakter. Dizi genel olarak bu iki karakter üzerinden hızlı ilerliyor. Dizide yan karakter olarak psikolojik sorunları olan bir yenge, çapkın bir zengin vs. dizi genel olarak stabil ilerlerken karakterler soğuk ve sinirleri alınmış gibi sakin…
FENEMENOLOJİK AÇIDAN DİZİ ANALİZİ
Fenomen kendini ve dış dünyayı kendine özgü bir biçimde algılayan kişinin öznel yaşantısına verilen isimdir. Fenomenolojik yaklaşım, bireyin davranışlarını anlayabilmek için onun kendine özgü algılanışını ve yaşantısını bilmemiz gerektiğini savunur.(Cüceloğlu,1993,32). Bu yaklaşımı savunan kişiler durumun nesnel koşullarına bakmak ya da çocukluk güdülerine dalmak yerine bireyin şu an da ne olduğuna bakarlar. Gözlemci olarak anlaşılmaz görünen hareketler, durumun birey için ne anlama geldiğini öğrendiğimiz de anlaşılır hale gelir. (Atkinson ve diğerleri 1995,543).
Bir başkadır dizisinde ki iki psikiyatr da fenomonolojik özellik göstermektedir. Meryem’in gittiği hastane de psikiyatr olarak çalışan Peri Hanım’ın aslında algı yönetiminde bozukluklar vardır ve bu onun için zor bir duruma yol açtığı için kendi de başka bir psikiyatrdan tedavi görmektedir. Meryem’i sadece dış görünüşüne göre yargılayan Peri yaptığı şeyin ne kadar yanlış olduğunun farkında olsa da kendine hakim olamamaktadır. Bunun için büyük üzüntü duymaktadır. Peri bu durumdan kendini alı koymaya çalışır. Fenemonolojik olarak Peri dış dünyayı kendi penceresinden görmektedir kendinden önceki durum ve davranışlardan uzak kalmaya çalışır. Ve bunu çözmek için uğraşmaktadır.
YAPISAL FONKSİYONALİST YAKLAŞIM
Toplumu dayanışma ve istikrarı teşvik etmek için birlikte çalışan karmaşık bir sistem olarak gören bir perspektif olan yapısalcılık her sosyal yapının toplumsal işlevleri ya da toplumun bir bütün olarak işleyişi için sonuçları vardır. Dizi de eğitim düzeyinin toplumsal ve sınıfsal farklılıklara neden olduğu üzerinde de durulmuştur. Meryem ve ailesinin yaşam tarzı ile Sinan Peri ve Gülbin’in yaşam tarzları birbirinden çok farklıdır hayata bakış açısını da etkileyen bu durum yapısalcı yaklaşımlarda sınıf ve statü ayrıma da yol açabileceğini ve toplumun farklı kesimlerini farklı yönleriyle analiz edebileceğinin analizini yapmışlardır. Toplum parçalardan oluşur zengin olmasa fakir iyi olmazsa kötü olmaz gibi bu parametreler etrafında bakılacak olursak işleyişin sonuçlarını ifade eder. Melisa karakteri de yapısal fonsiyonellist kuramda incelendiğinde sınıf farkının yaşayış ve düşünce tarzının toplum da edindiği yer bağlamında ne kadar etkili olduğunu saptayabiliriz.
SEMBOLİK ETKİLEŞİMCİLİK
Psikoloji geleneğinden gelen bir Amerikan sosyolojisi ekolü olan sembolik etkileşimcilik , özellikle sosyal eylem ve fertlerin bu eylemlere yükledikleri anlamlar üzerinde duran bir teoridir . Bu bağlam da ele alacak olursak dizi de yenge karakterini canlandıran Ruhiye karakteri aslında gerçekleri tam manasıyla algılamadan kendi görüş ve düşüncelerini oturttuktan sonra bu düşünceleriyle hem hayatı kendine zehir eden hem de çevresindeki kişileri özellikle ailesini psikolojik olarak yıpratan bir karakterdir. Kendine zarar vererek bir şeyleri durdurmaya veya unutmaya çalışan ruhiye kendi çıkarsanımlarıyla herkesi sembolik olarak etkisi altına almaktadır. Bu da çevresini ve kendisini olumsuz etkilemekte beraber kişisel anlaşılmazlığa yol açmaktadır. Sosyolojik perspektiften baktığımızda ise toplum içinde her hangi bir sosyal statü kazanmasına engel olan bir durum karşımıza çıkmaktadır.