Hayatımda yaptığım küçük değişiklikler sonucu gelen büyük değişim ihtiyaçlarına ayak uydurmayı çok severim. Fakat ön hazırlık yapmadan, bir şeylerin üzerinde henüz küçük taşları oynatmamışken; aniden farklılık oluşturmak her zaman çekimser olduğum bir yönüm olarak kalmıştır.
Neredeyse sekiz senedir tasarımına dokunmadığım blog sayfamı teknolojiye ayak uydurarak yenileme fikri uzun süredir aklımı yokluyordu. Yavaş yavaş yeni bir şeyler ekleyip, güncellemem gereken alanları değiştirme düşüncesi içerisindeydim. Bir sabah uyanıp, “bugün tüm görünümü tamamen değiştireceğim” riskine girmek aklımın ucundan bile geçmezdi. Oldu.
Değişiklik genelde yenilik demektir, yenilik ise çağa ayak uydurma ve buna bağlı olarak ayakta kalabilmek ile özdeşleşebilir. Fakat bu durum, sadakat içerisinde ki ziyaretçilerin yanı sıra arama motorlarından belli bir ziyaretçi kitlesi çeken blog sayfalarında biraz farklı işliyor. Tema değiştirirsem gelen ziyaretçiler beğenir mi, sıralamada ki yerimi kaybeder miyim, reklam gelirlerim düşer mi kaygılarını duymadım değil. Fakat sanıyorum ki ani gelişen olay üzerine planlı ilerleyerek, tema hariç her şeyi eski performansında bırakıp, tasarımı değiştirmeyi başarabildim. En azından iki günlük gözlem sonuçlarım bu şekilde.
Şimdi sayfalar arası dolaşırken yaşadığım mutluluğu sizinle de paylaşmak istedim! Peki tasarım ile birlikte buralarda neler değişti?
Tema ile birlikte neler değişti?
Gece modu eklendi
Bir kaç yazımı, “sayfama gelmenize vesile olan parmaklarınız, yazdıklarımı okuyan gözleriniz zeval görmesin.” diyerek sonlandırmıştım. Aslında tam da buna uygun bir tasarım bulmayı amaçladım. Daha az tıklama yaparak parmaklarımız yorulmasın diye çok sade bir ara yüz kullandım. Ayrıca uzun yazıları okurken gözlerimizi de düşünerek “gece modu” özelliği olmasına özen gösterdim. Sadece bir tık ile gece okuma modunu aktif edip, arka planı siyaha boyarken, yazıların da gözlerimizi yormasını önleyebiliyoruz.
Sayfa yüklemeleri çok daha hızlı
Arama motorlarından gelen ziyaretçilerimi zaten AMP desteği ile çok hızlı bir şekilde karşılayabiliyorum. Fakat “neler olmuş?” diye direkt bağlantı yöntemiyle bağlanan misafirlerimi karşılarken siz hissetmeseniz dahi benim rahatsızlık duyduğum bir kaç milisaniyeden oluşan yavaşlık bulunuyordu. Daha az eklenti kullanarak, daha fazla iş çıkarmayı başarabildiğimi düşünüyorum. Böylelikle beni de tatmin eden bir hıza eriştiğimi söyleyebilirim.
Daha niceleri
Yaklaşık okuma süresini görebilme, yazıları arkadaşlarınız ile çok daha rahat paylaşabilme kolaylığı, sosyal medyaya neredeyse tam entegrasyon… Tabi ki eklediğim her şeyi başlıklar halinde yazarak sizi boğmayacağım.
Normalde küçük değişiklikler yapıp sonrasında büyük değişikliğe geçerken, şimdi aniden büyük değişiklik yaptım ve küçükleri arkasından yavaşça tamamlamaya ve çağa ayak uydurmaya devam edeceğim. Ayrıca tabularımı yıkıp, değişime daha çok adapte olabilmemi sağlayan bu ani karar hüsranla sonuçlanmadığından benim için müthiş bir motivasyon kaynağı olmadı değil! Öyleyse yazımızı değişime dair bir özlü söz ile bitirelim;
Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.
Heraclitus
Sayfama gelmenize vesile olan parmaklarınız, yazdıklarımı okuyan gözleriniz zeval görmesin. Sağlıcakla.
ellerinize sağlık.
Çok beğendim güle güle kullanalım 🙂