2002 senesinde “dürüdüt” sesi ile internete bağlandığımız dönemlerde ismini dahi hatırlamadığım yabancı kaynaklardan kodlama bilgisi öğrenmeye çalışırken, 2005 yılında ADSL’in bağlanmasıyla beraber öğrendiklerimi faaliyete dökme zamanı gelmişti.
2005 yılında oynadığım MMORG oyunlarına ait tanıtım forumları, blogları ve e-ticaret sistemleri kurarak başladığım web siteleri serüvenim boyunca kendime ait, hepsinde olmazsa da bir çoğunda başarılı olduğum 37 farklı site kurarak kendimi, sevdiğim işleri ve yaptıklarımı sanal alemde anlatır oldum. 2010 senesinde geçmiş dönemde yazdığım site içeriklerini ve o dönemler meşhur olan Mynet Blog üzerinden ilettiğim paylaşımları kontrol ederken, aslında ciltlerce blog yazısı yazdığımı ve özünde bir blog yazarı olduğumu fark ettim.
O zaman ki imkanların verdiği heyecandan dolayı, blog yazarlığı yerine bazen forumlara, bazen e-ticaret sistemlerine, bazen de ticari anlamda web tasarım konularına daha çok eğilerek eğitim ve sosyal hayatım dışında kalan zamanlarımı değerlendirdim.
2010 senesinde; trendin değişmesiyle beraber bir tek blog sayfasının bana yar kalacağını fark ettim. Artık sürekli değişen trende ayak uydurmak yerine daha geleneksel ve özgür olarak yoluma devam ettiğim blog sayfam üzerinden hayatıma devam etmeye başladım.
İki sene boyunca 6 farklı alan adı alarak blog sistemlerine yazılar yayımlamaya başladım, fakat hiç birinde kendimi bulamadım. En son sırasıyla baskak.com, furkanbaskak.com ve furkanbaskak.net sayfalarını alınca “Evet, işte bu benim!” diyebildim. Ve artık son durağa geldim… 2012 yılında “furkanbaskak.com.tr” alan adıyla tanıştım. Veritabanlarının silinmesiyle beraber eski yazılarım gitmiş olsa da, kurtardığım kadarıyla (9 Ağustos 2020 tarihi itibariyle) tam 8 sene 8 gündür buradayım!
Bu sekiz senelik blog hayatımda, öncesinde aldığım dersler sayesinde, bu hafta hediye edilen instagram hesabı dışında farklı platformlara yeltenmedim. Açıkçası hediye edilen instagram hesabında da çok duracağımı düşünmüyorum. Çünkü mIRC, Messenger, Facebook geçişlerini acı tecrübeler ile yaşayan biriyim. Vine’ın Youtube’a, Youtube’un TikTok’a dönüştüğü bir alemde neden farklı platformlarda kendimi heder edeyim ki? Bu blog benim evim, benim sokağım, benim mahallem, benim semtim, benim şehrim, benim ülkem, benim dünyam ve tüm dünya değişse de benim dünyam aynı kalacak. Öğrenciyken, işsizken, mavi yakalı işlerde çalışırken ve beyaz yakalı işlerde çalışırken, yani her zaman blog yazarıydım. Bundan dolayı, ben her sıfattan ve sandan önce bir blog yazarıyım.
Kendime kattığım bir çok şeyin yazdığım yazıları öncesinde araştırmamdan veya tecrübe etmemden dolayı kazandığımı düşünüyorum. Yani blog yazarlığı direkt olarak kariyerime etki etmezse de, dolaylı yollardan geleceğime yön verdi. Şu an yürüttüğüm meslek ve daha fazlası için de temel oluşturdu.
Youtube ve Tiktok içerik üreticisi arkadaşlarımla görüştüğümde “Çok yer geziyorsun, vakit harcıyorsun, blog yazarlığı senin tanınır olmanı sağlamıyor, çok para kazandırmıyor, bunca imkan olmasına rağmen neden yazmaya devam ediyorsun?” sorularını yöneltiyorlar. Ben çoğu yerde tanınır değilim, blog yazarlığı villalar alacak kadar maddi kazançta sağlamıyor olabilir. Ama yazdığım blog yazılarından edindiğim dağarcık sayesinde bu devrin adamı değil, her devrin adamı olabileceğimi biliyorum.
Merhaba Furkan, bloğuna ilk defa ziyarette bulunuyorum. Zira yeni haberdar oldum. 8 sene hakikaten uzun bir zaman dilimi. Yazma serüveninde daha nice 8 seneler dilerim. Selamlar sevgiler.
silinen yazılardan beri takipteyim Furkan Bey doğum günü yayınını görünce çok sevindim
Severek takip ediyoruz üstad. Doğum günü kutlu olsun
Nice seneleriniz olsun kadim dostum.