Bir süredir medyada ve sosyal medyada, Marmara başta olmak üzere bir çok yeri etkileyen deniz salyasına dair fikirler yürütülüyor. Fakat harekete geçme konusunda hayli geç kalındı. Başka bir deyişle bu durum aslında senelerdir yapılan yanlışların birikimi. Geçen yıl sonundan bu yana su yüzeyini ve derinlerini saran ve deniz salyası olarak adlandırılan müsilajla boğuşmaya devam ediyoruz. Deniz salyası Marmara Denizini neredeyse dibine kadar kaplamış durumda. Öncelikle deniz salyası neden oldu?
Deniz salyası
Deniz salyası; deniz ortamında oluşan mikroorganizmaların olması gerekenden fazla artış göstererek salgıladıkları organik bileşikler sonucunda oluşur. Bu organik bileşikler, suyla temas ettiklerinde şişer ve gözle görünür hale gelir. Bununla birlikte deniz salyası oluşur. Bunun yanında deniz salyasının oluşması için gereken koşullar; yüksek derecede azot, fosfat girdisi ve su sıcaklıdır.
Deniz salyası nedir? Müsilaj yani deniz salyası; Marmara ve Adriyatik gibi daha kapalı denizlerde doğal süreçte oluşması beklenen bir durum olsa da şu an yaşandığı gibi yoğun, çok ve kalıcı olması doğal değil.
Deniz salyası oluşumu
Musilaj neden olur sorusunu Prof. Dr. Mustafa Sarı denizcilik konusunda ilgiyle takip ettiğim bir hocamız. Deniz salyası neden oldu ve deniz salyası neden olur sorularının cevabını Mustafa Hoca’nın ve diğer bilim insanlarının ortak görüşü ile üç ana başlıkta toplayabiliriz. ;Bu üç ana madde olduğunda, denizdeki biyolojik süreçlerin başlangıcı olan fitoplankton gruplarından bazıları bu azotu ve fosforu tüketmek için hızla çoğalmaya başlıyor. Yani; müsilaj neden oluşur sorusunun cevabı, doğa bize yardım etmeye çalışıyor aslında.
İnsanlar ve çevre kirliliği
Marmara Denizi uzun yıllardır hunharca atık denizi olarak kullanıldı. Marmara artık feryat ediyor! Çevresinde yaklaşık 25 milyon insan yaşıyor. Bu insanların bütün atıkları doğrudan yada dolaylı olarak denize gidiyor. Ayrıca Türkiye endüstrisinin neredeyse yarısı Marmara Denizi’nin çevresinde. Aynı şekilde bu atıklar da yine denize gidiyor. Üstelik bölgede çok yoğun tarımsal faaliyet var. Bu nedenle gübre, zirai ilaç ve kalıntıları yağışlar ile denize gidiyor. Denizde salya neden olur dersek aslında temelinde insanlar var.
Deniz sıcaklığında ki artış
İlk olarak Marmara Denizi’nde bu yılki ortalama suyun sıcaklığı; 40 yıllık sıcaklık ortalamasının 2,5 derece üzerinde. Yalnızca Marmara Denizi değil, Akdeniz denizler sisteminin tamamı normallerden daha sıcak. Ancak en yüksek sıcaklık şu an Marmara Denizi’nde. Bunun da temel nedeni aslında küresel iklim değişikliği.
Denizin durağan olması
Marmara Denizi yapısı gereği durağan bir denizdir. Yani dip ile yüzey arasındaki etkileşim sınırlı. Çünkü bitiminde Akdeniz’in suları var. Güney’de Çanakkale Boğazı’ndan girip İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e çıkıyor. Yüzeyde ise Karadeniz’den gelen sular var. Kuzey’den geliyor, İstanbul Boğazı’ndan Çanakkale Boğazı’na oradan Ege ve Akdeniz’e doğru akıyor. Yüzeyde ki Karadeniz suları az tuzlu, organik madde olarak zengin ve hafif. Bu yüzden yüzeyden akıyor.
Marmara Denizi’nin ortalama ilk 25 metresi Karadeniz kökenlidir. Onun altında ise besince fakir ama ağır olan Akdeniz suları var. Güney’den Kuzey’e doğru akıyor. Tuzlulukları, besinleri farklı bu iki su tabakası, arada tampon tabaka dediğimiz tabaka tarafından ayrılıyor. İşte bu tabaka iki suyun birbiri ile karışmasını engelliyor.
Normalde denizlerde yüzey ile dip zaman zaman karışır. Yüzeydeki akıntılar ise neredeyse Karadeniz’den gelen sularla ilintili. Yani ana etken Karadeniz’den gelen suyun miktarıyla ilişkili. Marmara Denizi’nin orijinal yapısı zaten durağandır. Bunun üzerine küresel iklim şartları da eklenince denizdeki durağanlık normalin üstüne çıktı. Yani; deniz salyası nerelerde var derseniz aslında durgun suların neredeyse tümünde var.
Deniz salyası zararları
Deniz salyası, deniz canlılarını etkilediği gibi insanları da maddi ve manevi olarak doğrudan etkilemektedir.
- Küresel ısınmanın etkisi daha da arttığı için deniz salyası ile birlikle bazı özel mikroorganizma grupları ortaya çıkacaktır. Bu mikroorganizmalar oldukça zehirlidir. Bu zehirli maddeler bazı balıkları daha çok bazı balıkları daha az etkiler. Mesela midye zehirli maddelerden diğer deniz canlılarına göre daha az etkilenir. Midyeler bu zehirli maddeleri biriktirir ve soframıza kadar gelir. Bu zehir deposu midyeyi yediğiniz anda felç bile geçirebilirsiniz.
- Şu anda balık avlanmada yasak dönemindeyiz, aktif avcılık yapılmıyor. Ancak, aktif olarak balık avcılığının yapıldığı dönemlerde; balık ağlarının gözlerini kapanacak. Teknelerin pompa ve filtrelerini kapanacak. Müsilaj, denizel sistemde sahte bir dip yapısı oluşturuyor. Bu da balıkların üreme, beslenme ve göçleri üzerinde de olumsuz etkiler ortaya çıkıyor. Ayrıca deniz dibinde yaşayan canlıların hareket ve nefes alma kabiliyetini yok ediyor, ölümlerine neden oluyor.
- Müsilajın insan sağlığı doğrudan etkileyecek bir durum değil. Fakat, ortamda sirkülasyon azaldığı için bakteriyel parçalanma yoğun olarak gerçekleşiyor. Deniz salyası denize girilir mi? Yukarıda söylenenlerden dolaylı olarak insan sağlığı üzerinde negatif etki oluşturabilir. Müsilajın yoğun olarak bulunduğu bölgelerde denize girilmesi çok tavsiye edilmiyor.
- Turizm, Marmara’dan geçen ve deniz suyunu soğutma suyu olarak kullanan, sistemleri müsilajı temizleyemeyen gemiler ve son olarak da endüstri etkilenecektir.
Deniz salyası ne zaman gider?
Genel olarak insanlar deniz salyalarının mevsimsel geçiş süreci tamamlandığı ve deniz suyu yeterli sıcaklığa ulaştığı zaman ortadan kalkacağı görüşünde. Fakat bunun bir mucize olduğunu ve mucizeyi beklememek gerektiğini düşünenlerde var.
Ekosistemlerin dengesi milyonlarca yılda oluşmuştur. Biz sürekli atıklarımızı Marmara Denizi’ne yükleye yükleye bu dengeyi değiştirdik. Yeni bir denge oluşmaya çalışıyor, o yüzden kısa vadede şöyle böyle olacak denemiyor. Önümüzdeki günlerde Karadeniz’den gelecek yüksek akıntı sirkülasyonu değiştirirse 3 tetikleyiciden bir tanesi kırılmış olacak, o zaman biraz azalabilir. Ama denizin dibe doğru 30 metreye kadar deniz salyası ile dolu. Bu tedirgin ediyor.
Deniz Salyası müsilaj; bakterilerin, zararlı canlıların barınması için ortam yaratıyor. Aylar boyunca bu alan içerisinde kalabildikleri için denizin zenginliğini yaratan diğer canlılar hasta olabiliyorlar. Müsilaj bitti varsayalım, bir sene kalan bir bakteri diğer tarafa yayıldığı zaman farklı habitatı ve canlıları hasta edebilir. Bu da ekosistemin dayanma gücünü yavaş yavaş yıkmak anlamı taşır.
Ne yapılması gerekiyor?
İşe önce kendimizden başlamalıyız; Marmara’ya arıtılmamış atığın boşaltılmamalı, bundan sonra tek 1 litre atığı dahi arıtmadan Marmara Denizi’ne bırakmamalıyız! Hatta iklim değişikliğini de dikkate alan yeni bir atık yönetim politikası geliştirmeli. Deniz salyası İstanbul gibi diğer kıyıları da etkisi altına almadan tüm bölgelerde temiz çevre uygulaması yapılmalı.
“Atığı attığımızda sadece çökertme yapıyorsak, halının altına süpürüyorsak bunu durduramayız. Bunun teknolojisi var, bu atıkları arıtmamız gerekiyor. Atık hiçbir şekilde denize bırakılmamalı, keza Marmara gibi kapalı ve deniz canlılarının bu kadar yoğun olduğu bir denize kesinlikle bırakılmaması gerekiyor.”
Mert Gökalp