Tarih boyunca birçok kadın yaptığı keşiflerle, tasarladıkları modellerle ve icatlarıyla adlarını altın harflerle yazdırmayı başarmıştır.
Bu kadınların çoğu dünyayı değiştirmeyi başarmış ama yinede tanınmamış olabiliyor. Bunun sebeplerinin başında, kısaca ismi STEM olan bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik dallarında asırlardır devam eden ve sadece kadınlara yönelik olan bir önyargının devam ediyor olmasıdır.
Bilim kadınları ise tüm bu önyargılara boyun eğmemiş, tabuları yıkmaya ve bilime katkılarını sunmaya devam etmiştir.
Tabii ki bu hedef ve uğurda birçok zorluk yaşamışlardır. Bazen pes etmenin eşiğine geldikleri de olmuştur. Belki erkek olsalardı bu kadar sıkıntı yaşamazlardı. Kim bilir?
Başta Mustafa Kemal Atatürk ve birçok kadınlarımıza yürekten inanıyorlardı.
Mustafa Kemal Atatürk kadınlara inancını sizce de dünya üzerindeki her şeyin onların eseri olduğunu düşünerek belli etmemiş midir? Bende bu yazımda size bu başarılı kadınlardan bahsetmek istiyorum.
Tiera Guinn
Bu genç bilim kadını, roket bilimi alanında incelemeler yapmasıyla tanınıyor. MİT mezunu ve şu anda Boeing Üniversitesi bünyesinde çalışmalarına devam ediyor.
Aynı zamanda Nasa için Uzay Fırlatma Sistemi’ni inşa eden tasarımcılardan biridir.
Bu başarılı genç bilim kadınımızın size bir mesajı var. Hepimize pusula olacak nitelikte bir mesaj. “Hayalinizin gerçekleşmesini sabırla beklemelisiniz ve kimsenin hayallerinizi ezip geçmesine izin vermemelisiniz. ” Bu cümlesinin devamında hepimize ışık tutacak o cümleyi ekliyor. “Hiçbir şey kolay değildir. Uğruna zorlaman gerekebilir. Uğruna çok gözyaşı da dökebilirsin. Pes etmeden çabalayanlar her zaman kazanacaktır.”
Marie Curie
Bu fizikçi ve kimyagerin adını hepimiz duymuşuzdur. Peki, Marie Curie’nin bilime katkılarını biliyor musunuz?
Polonyalı bilim kadını, 1900’lerin başında, yani kadınların bilim dalında eğitim almadıkları bir dönemde, radyoaktivite araştırmalarına öncü olmuştur.
Bu başarılarla yetinmemiştir. Kanser tedavilerinde kullanılan radyoterapinin temelini oluşturmuştur. Tarihte iki Nobel ödülüne sahip olan ilk bilim kadınına ne kadar teşekkür etsek az kalır.
Elizabeth Blackwell
1821 yılında dünyaya gelen Elizabeth, ABD’de tıp fakültesinden mezun olan ilk kadındır. Kadın sağlığı için bir aktivist olarak tarihe ismini yazdırmayı başarmıştır.
Jane Goodell
Tarihin primatlar hakkında araştırmalar yapan en ünlü bilim insanıdır. Şempanzelerle yaptığı çalışmalarla ve hayvan hakları savunucusu olmasıyla tanıdık onu. Goodell sadece bir laboratuarda çalışmakla kalmamıştır. Ağaçlara tırmanıp hayvanların güvenini kazanmaya çalışmıştır.
Mae C. Jemison
İlk Afrikalı- Amerikalı kadın astronot olarak tarihe adını yazdırmıştır. “Uzaya çıkan ilk siyahî kadın ” unvanını alarak adını tarih sayfalarına başarıyla yazdırmıştır.
Jennifer Doudna
Orak hücreli aneminin, kistik fibrozün, huntington hastalığının ve HIV’ın ortadan kaldırılmasına yaptığı çalışmalarla katkıda bulunmayı başarmıştır.
Katherine Freese
Karanlık yıldızlar da dâhil olmak üzere karanlık maddeyi incelemeyi başarmıştır. İncelemeye cesaret etmekle kalmamış bilim dalında çığır açmıştır. Modern bir bilim kadını olarak ün kazanmaya her geçen gün devam ediyor.
Rachel Carson
“Sessiz Bahar” adlı kitabı yazıp, bastı. Peki, bu kitap neyi anlatıyordu? Pestisitlerin ve kimyasalların insanlar, bitkiler ve hayvanlar üzerindeki tehlikelerini harf harf anlatıyor ve uyarılarda buluyor.
Maria Goeppert Mayer
Atom çekirdeğinin nükleer kabuğunu keşfetmiştir. Hem de hiçbir üniversitenin onu işe almadığı zamanlarda.
Yazımın sonlarına geliyorum. Geçmişte ve şimdiki zamanda, bilim dünyasında kadının gücünü anlatmaya çalıştım kalemim yettiğince.
Bıkmadan, korkmadan, pes etmeden, ilerlemeyi seçiyoruz biz kadınlar. Biz varlığımızı her yere yazmaya devam edeceğiz. Bu da bizim gücümüzü yadsıyanlara sözümüz olsun.